İnternet Üzerinden İlan Vermek Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

İnternet Üzerinden İlan Vermek Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

İnternetin giderek daha çok yaygınlaşması ile son yıllarda internet üzerinden yapılan dolandırıcılık vakaları artmış durumda. Özellikle “İnternet üzerinden ilan vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu” konusu, hem mağdurları hem de adli mercileri ciddi şekilde ilgilendiren bir mesele haline gelmiştir. Bu yazıda, internet aracılığıyla ilan vererek dolandırıcılık suçunun nasıl işlendiği, suçun nitelikli olma şartları ve Türk Ceza Kanunu‘na (TCK) göre cezası hakkında detaylı bir değerlendirme yapacağız.

İnternet Üzerinden İlan Vermek Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

İnternet üzerinden ilan vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu, daha çok ticaretle uğraşan kişiler tarafından işlenen ve mağdurları maddi zarara uğratan bir suç türüdür. Türk Ceza Kanunu‘nun 157. ve 158. maddeleri, dolandırıcılık suçunun tanımını yaparken, nitelikli dolandırıcılığı ise belirli şartlarla daha ağır cezalandırır.

Türk Ceza Kanunu‘na (TCK) 157. maddesi dolandırıcılığın genel tanımını yaparken, 158. madde ise nitelikli dolandırıcılığı düzenler. Nitelikli dolandırıcılık, suçu işleyen kişinin mağduru daha ağır bir şekilde mağdur etmesi, toplumu daha fazla zarara uğratması gibi durumlarla ilgilidir. Örneğin, internet üzerinden verilen yanıltıcı ilanlarla, mağdurlar belirli bir hizmeti alacağına dair umutlandırılıp para yatırmaları sağlanabilir. Ancak söz konusu hizmet yerine getirilmez ise, bu durumda nitelikli dolandırıcılık suçu oluşur.

İnternet Üzerinden İlanla Dolandırıcılık: Bir Vaka Örneği

Yargıtay’ın 15. Ceza Dairesi tarafından verilen 2020/10286 K. sayılı kararında, sanığın bir şirket adına yurt dışında yaz okulu düzenleyeceğine dair internet üzerinden ilan vermesi sonucu dolandırıcılık suçu işlemesini değerlendirmiştir. Bu davaya müdahil olan mağdur, bu ilana güvenerek 5.000 TL yatırmış, ancak ne yaz okulu düzenlenmiş ne de parasını geri alabilmiştir. Yargıtay, bu durumu nitelikli dolandırıcılık olarak değerlendirmiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2017/26763 E. – 2020/10286 K.).

Yargıtay‘ın bu kararı, internet üzerinden ilan vermek suretiyle gerçekleştirilen dolandırıcılığın, sadece mağdurun maddi kaybı ile sınırlı kalmadığını, suçun aynı zamanda internetin sağladığı kolaylıklardan yararlanan çok daha geniş bir kitleyi hedef aldığını ve toplumdaki güven duygusuna tehdit oluşturma potansiyeline sahip olduğunu da göstermektedir.

Ceza Avukatı Perspektifinden Değerlendirme

Bir ceza avukatı olarak, internet üzerinden dolandırıcılık suçları ile ilgili davaların her geçen gün arttığını ve bu tür suçların yargılamasında dikkat edilmesi gereken birçok detay olduğunu söylemek gerekir. Örneğin, sanığın internet üzerinden verdiği ilanların yanıltıcı olup olmadığının belirlenmesi, suçu işleyen kişinin cezai sorumluluğunun tespiti açısından önemlidir. Tabii ki bu tür suçlarda mağdurun mağduriyetinin giderilmesi amacıyla dava açarken dikkat edilmesi gereken başka hususlar da bulunmaktadır.

Türk Ceza Kanunu’na göre internet üzerinden dolandırıcılık

Türk Ceza Kanunu‘na (TCK) 158. maddesi, nitelikli dolandırıcılığın cezasını 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası olarak belirlemiştir. Bunun yanı sıra, mağdurun uğradığı zararların tazmin edilmesi de önemlidir. İnternetten dolandırıcılık yapan kişiler için verilen cezalar genellikle yüksek olup, suçun türü ve mağdurun zararının büyüklüğüne göre cezanın alt ve üst sınırları değişebilir.

İnternet üzerinden ilan vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu, hukuki açıdan önemli bir mesele olmasının yanı sıra, pratikte de ciddi mağduriyetlere yol açmaktadır. Türk Ceza Kanunu, bu tür suçların önüne geçilmesi için önemli düzenlemeler getirmiştir, ancak sanıkların cezalandırılması sürecinde dikkatli bir hukuki değerlendirme yapılması gerekir. Yargıtay içtihatları da, bu suç türünün tespitinde önemli bir rehberdir.

Ceza avukatı olarak, bu tür suçların mağduru veya şüphelisi olan kişilere hukuki destek sağlamak ve onların haklarını savunmak önemli bir görevdir. Eğer siz de internet üzerinden dolandırıcılık sebebiyle mağdur olduysanız veya bu böyle bir itham ile karşı karşıya kalmış bir şüpheli iseniz, bir ceza avukatına başvurarak, hukuki yardım alma yolunda ilk adımı atabilirsiniz.

Referanslar

  • Türk Ceza Kanunu‘na (TCK) 157 ve 158. Maddeler
  • Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2017/26763 E., 2020/10286 K.

*

Konu ile ilgili emsal olabilecek bir Yargıtay kararını aşağıda bulabilirsiniz:

Yargıtay 15. Ceza Dairesi         2017/26763 E.  ,  2020/10286 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-f-h-son, 62, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Sanığın sorumlu müdürü olduğu …. . İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi adına internet üzerinden yurt dışında açılan yaz okullarına öğrenci göndereceğine ilişkin ilan verdiği, katılanın da internet üzerinden verilen ilan vasıtasıyla sanığa ulaşarak yurt dışında öğrenim görmek amacıyla 5.000 TL parayı sanığın bildirdiği banka hesabına gönderdiği ancak katılanın yurt dışına öğrenim için gönderilmediği gibi parasının da iade edilmediği bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;

sanık savunması, katılan beyanları ile dosya kapsamına göre mahkemenin mahkumiyet kararına ilişkin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiş, sanığın internet üzerinden ilan verip katılanı dolandırdığı anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 21/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Ordu Ceza Avukatı

Ordu Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Ordu‘da bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Ordu Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Ordu Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Ordu Mahkemeleri (Ordu Sulh Ceza Hakimliği veya Ordu Asliye Ceza Mahkemesi veya Ordu Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Ordu’daki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Ordu Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Ordu‘da bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Ordu‘daki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Ordu Sulh Ceza Hakimliği veya Ordu Asliye Ceza Mahkemesi veya Ordu Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Ordu Barosu’na kayıtlı bir Ordu ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

Kocaeli Ceza Avukatı

Kocaeli Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Kocaeli‘nde bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Kocaeli Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Kocaeli Mahkemeleri (Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği veya Kocaeli Asliye Ceza Mahkemesi veya Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Kocaeli’ndeki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Kocaeli Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Kocaeli‘nde bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Kocaeli‘ndeki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği veya Kocaeli Asliye Ceza Mahkemesi veya Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Kocaeli Barosu’na kayıtlı bir Kocaeli ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

Avukat Veysel Danış

Ceza davasının tazminat davasına etkisi

Ceza davasının tazminat davasına etkisi

Ceza davası, maddi tazminat davası veya manevi tazminat davasına etki eder mi? Ceza davasının tazminat davasına etkisi nedir?

Tazminat davasının, ceza davasının sonucunu beklemesi (hukuki ifadeyle mesele-i müstehire, bekletici mesele veya bekletici sorun) yapılması Türk hukukunda sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu uygulama, özellikle aynı olaydan kaynaklanan ceza ve tazminat davaları söz konusu olduğunda önem kazanır.

Mesele-i müstehire veya bekletici mesele veya bekletici sorun nedir?

Bekletici mesele, bir davada sağlıklı bir karar verilebilmesi için, başka bir davanın sonucunun beklenmesinin gerekli olduğu durumlardır. Bu husus, HMK (Hukuk Muhakemeleri Kanunu) 165. maddede düzenlenmiştir.

Tazminat ve Ceza Davaları Arasındaki İlişki

Aynı fiil, hem bir suç hem de bir haksız fiil (veya sözleşmeye aykırılık) teşkil edebilir. Örneğin bir trafik kazasında, sürücü hem ceza davasında taksirle yaralama veya öldürme suçundan yargılanabilir, hem de mağdur (veya yakınları) tazminat davası açabilir.

Mahkeme Ne Zaman Bekletici Mesele Yapabilir

Hukuk Mahkemesi, tazminat davasında “olayın faili kimdir”, “kast var mıdır”, “fiil gerçekleşmiş midir” gibi hususların ceza davasının sonucuna göre netleşmesini gerekli görürse, ceza davasının sonucunu bekletici mesele yapabilir.

Hukuk mahkemesinin ceza davasının sonucunu bekletici mesele yapması bir zorunluluk değildir. Ancak eğer tazminat davasında verilecek karar doğrudan ceza davasındaki tespitlere bağlıysa, mahkeme beklemeyi tercih eder.

Ceza Mahkemesinin Kararının Hukuk Mahkemesine Bağlayıcılığı

Ceza mahkemesi sadece fiilin işlenip işlenmediği ve failin kim olduğu yönünden hukuk mahkemelerini bağlar (Türk Medeni Kanunu md.74). Hukuk mahkemesi de isterse tazminat miktarı, kusur oranı gibi diğer konularda bağımsız değerlendirme yapabilir.

Bekletici mesele uygulaması sayesinde, mahkemeler birbirine bağlı konular hakkında birbirleriyle çelişmeyen, birbirleriyle uyumlu kararlar alabilmesi sağlanmış olur.

Sonuç olarak;

Eğer ceza davasının sonucuna göre tazminat davasındaki bazı hukuki durumlar netleşecekse (örneğin failin kimliği ya da fiilin varlığı), hukuk mahkemesi ceza davasının sonucunu bekleyebilir. Bu sayede tazminat davası daha isabetli ve adil bir şekilde sonuçlandırılır.

Tazminat davası açmak için bir tazminat davası avukatı ile görüşüp tazminat davası açmadan önce, ceza davasını takip eden ceza avukatı ile görüşüp ceza davası hakkında bilgi almanızda büyük yarar olduğu söylenebilir.

Ceza davasının tazminat davasına etkisi hakkında Yargıtay’ın görüşü

Ceza mahkemesi kararlarının tazminat davalarında bekletici mesele yapılması gerektiğine dair bir çok Yargıtay içtihat kararı vardır. Konu ile ilgili emsal olabilecek bir Yargıtay kararını aşağıda bulabilirsiniz:

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Esas No : 2017/1332, Karar No : 2020/13 Karar Tarihi : 2020-01-14

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … Genel Müdürlüğüne izafeten … Orman İşletme Müdürlüğü vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 14/03/2016 gününde verilen dilekçe ile 6831 sayılı Orman Kanunu’na muhalefet nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/06/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, 6831 sayılı Orman Kanunu‘na muhalefet nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı asıl tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; … Orman İşletme Müdürlüğü’nün sorumluluk sınırları içerisinde bulunan orman arazisinde davalının, tarla açmak ve sedir fidanlarını kesmek suretiyle idareyi zarara uğrattığını belirterek maddi zararın tazmini talebinde bulunmuştur.

Davalı; davaya konu olay nedeniyle hakkında yapılan ceza yargılamasında beraat ettiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece; ağaç kesme suçu bakımından davalı hakkında beraat kararı verilmekle birlikte, davalının işgal ve faydalanma suçu nedeniyle mahkum olduğu, bu suç bakımından verilen kararın kesinleştiği, ceza yargılamasında davaya konu ormanlık alanın davalı tarafından işgal edildiği ve davalı tarafça davacı idareye verilen zararın tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden, davalı hakkında, davaya konu olay nedeniyle kapatılan … Sulh Ceza Mahkemesi‘nin 2010/404 Esas sayılı dosyasında kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içerisinde tarla açmak suretiyle işgal ve faydalanma suçundan ceza davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, davalının adı geçen suç nedeniyle mahkumiyetine karar verildiği, kararın Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından 28/03/2013 tarihinde onanarak kesinleştiği, yine aynı olay nedeniyle davalı hakkında … 2. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 2014/193 Esas sayılı dosyasında yapacak nitelikte emval veren ağaç kesme suçundan ceza davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, isnat edilen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın atılı suçtan beraatine karar verildiği, kararın davacı tarafça temyiz edildiği, anılan kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.

818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. Maddesi (6098 sayılı TBK nın 74. Maddesi) uyarınca hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de hem ilmi, hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hakimini bağlayacağı kabul edilmektedir.

Dava konusu olayın özelliği nedeniyle ceza mahkemesindeki yargılama sonucunda davalı hakkında verilecek kararın iş bu dosya sonucunu etkileyeceği düşünülerek kesinleşmesi beklenilmeli ve ondan sonra bütün deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, yazılı biçimde karar verilmiş olması, usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı asılın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Karaman Ceza Avukatı

Karaman Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Karaman‘da bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Karaman Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Karaman Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Karaman Mahkemeleri (Karaman Sulh Ceza Hakimliği veya Karaman Asliye Ceza Mahkemesi veya Karaman Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Karaman’daki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Karaman Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Karaman‘da bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Karaman‘daki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Karaman Sulh Ceza Hakimliği veya Karaman Asliye Ceza Mahkemesi veya Karaman Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Karaman Barosu’na kayıtlı bir Karaman ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

Adana Ceza Avukatı

Adana Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Adana‘da bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Adana Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Adana Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Adana Mahkemeleri (Adana Sulh Ceza Hakimliği veya Adana Asliye Ceza Mahkemesi veya Adana Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Adana’daki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Adana Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Adana‘da bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Adana‘daki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Adana Sulh Ceza Hakimliği veya Adana Asliye Ceza Mahkemesi veya Adana Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Adana Barosu’na kayıtlı bir Adana ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

Kahramanmaraş Ceza Avukatı

Kahramanmaraş Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Kahramanmaraş‘ta bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Kahramanmaraş Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Kahramanmaraş Mahkemeleri (Kahramanmaraş Sulh Ceza Hakimliği veya Kahramanmaraş Asliye Ceza Mahkemesi veya Kahramanmaraş Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Kahramanmaraş’taki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Kahramanmaraş Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Kahramanmaraş‘ta bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Kahramanmaraş‘taki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Kahramanmaraş Sulh Ceza Hakimliği veya Kahramanmaraş Asliye Ceza Mahkemesi veya Kahramanmaraş Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Kahramanmaraş Barosu’na kayıtlı bir Kahramanmaraş ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

Muratlı Ceza Avukatı

Muratlı Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Muratlı‘da bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Muratlı Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Muratlı Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Muratlı Mahkemeleri (Muratlı Sulh Ceza Hakimliği veya Muratlı Asliye Ceza Mahkemesi veya Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Muratlı‘daki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Tekirdağ Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Muratlı‘da bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Tekirdağ Muratlı‘daki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Muratlı Sulh Ceza Hakimliği veya Muratlı Asliye Ceza Mahkemesi veya Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Tekirdağ Barosu’na kayıtlı bir Tekirdağ Muratlı ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

Aksaray Ceza Avukatı

Aksaray Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Aksaray‘da bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Aksaray Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Aksaray Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Aksaray Mahkemeleri (Aksaray Sulh Ceza Hakimliği veya Aksaray Asliye Ceza Mahkemesi veya Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Aksaray‘daki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Aksaray Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Aksaray‘da bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Aksaray‘daki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Aksaray Sulh Ceza Hakimliği veya Aksaray Asliye Ceza Mahkemesi veya Aksaray Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Aksaray Barosu’na kayıtlı bir Aksaray ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

Bursa Ceza Avukatı

Bursa Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Bursa‘da bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Bursa Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Bursa Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Bursa Mahkemeleri (Bursa Sulh Ceza Hakimliği veya Bursa Asliye Ceza Mahkemesi veya Bursa Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Bursa’daki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Bursa Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Bursa‘da bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Bursa‘daki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Bursa Sulh Ceza Hakimliği veya Bursa Asliye Ceza Mahkemesi veya Bursa Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Bursa Barosu’na kayıtlı bir Bursa ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

"Veysel Danış'a Danış'ırsam bilirim"
diyorsanız Tıklayın