Trafik Kazası Taksirle Yaralama Cezası

Trafik Kazası Taksirle Yaralama Cezası

Geçen sene trafik kazası geçirdim. Yolda karşıdan karşıya geçen yayaya çarptım. Çok şükür ölüm olmadı, ama yaralandı. Benim de arabam hasar gördü. Çarptığım kişi bir süre hastanede yattı sonra taburcu oldu hayatına devam etti. Sadece ayağından biraz topallayarak yürüyor artık.

 

Bana ceza mahkesinden kağıt geldi, bana dava açılmış. Ben ona isteyerek çarpmadım sonuçta kazaydı. Şimdi bana hapis cezası isteniyor. Bir anlık hatam yüzünden hapse girmek istemiyorum. Ne yapmamı önerirsiniz.

*

Öncelikle iki tarafa da geçmiş olsun dileklerimi belirtiyorum.

Sizin de belirttiğiniz gibi sonuçta adı üstünde: Kaza… İsteyerek yapılmış bir şey değil.

Bununla beraber şu da bir gerçek ki kaza ile de olsa birisinin yaralanmasına ve zarar görmesine sebep olmuşsunuz. Daha kötüsü çarptığınız kişinin kazadan sonra topallayarak yürümeye başladığını belirttiğinize göre sakat kalmasına sebebiyet vermişsiniz gibi görünüyor. Bu sebeple aleyhinize dava açılması normal bir durum.

Türk Ceza Kanunu‘nun 89. maddesine göre iki yıla kadar hapis cezası alma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunuzu bilmeniz yararınıza olacaktır. İyi bir savunmaya ihtiyacınız var. Bir ceza avukatı ile görüşüp vekalet vermenizi ve sizi savunmasını sağlamanızı tavsiye ediyorum.

İpten Adam Alan Avukat

İpten Adam Alan Avukat

Halk arasında çok kullanılan bir tabir vardır: İpten adam alan avukat diye.

Bu yazımızda ipten adam alan avukat tabirini inceleyeceğiz; ipten adam alan avukat ne demektir, nasıl ipten adam alan avukat olur?

 

Halk arasında ipten adam alan avukat tabiri kanunları ve kanunlardaki boşlukları iyi bilen ve kanunlardaki boşluklardan yararlanarak müvekkillerini asılacakları ipten bile kurtarabilen becerikli ceza avukatı için kullanılmaktadır.

 

Müvekkillin problem yaşadığı konuyu düzenleyen kanunları bilmek müvekkili sorunundan kurtarabilmek için hayati önem taşımaktadır.

 

Basit heykeli her heykeltraş yapabilir; ama Davud heykeli gibi şahaseri ancak Michalengelo yapabilir.

 

Basit bir resmi her ressam yapabilir; ama Mona Lisa gibi bir şaheseri ancak Leonardo Da Vinci yapabilir.

 

Basit bir hastalığı her hekim tedavi edebilir; ama karmaşık bir ameliyatı ancak Lokman Hekim yapabilir.

 

Basit bir davada basit bir savunmayı her avukat yapabilir; ama ipten adam alabilmek için kanunları çok iyi şekilde bilmek, o kanunları farklı şekillerde yorumlayabilecek sağlam bir mantık ve davanın müvekkilin istediği şekilde sonuçlanmasını sağlayacak farklı stratejiler üretebilecek kıvrak bir zekaya ihtiyaç vardır.

 

Örnekler şüphesiz çoğaltılabilir. Sözün özü şudur ki; Basit konulara basit çözümleri herkes üretebilir. Ama zor ve önemli işleri ancak o işin ustası olanlar yapabilir. Zor işleri sıradan birine teslim etmenin sonucu pişmanlıktır.

 

Siz siz olun zor işleri usta olmayanlara teslim etmeyin…

Abimin Suçu için Tutuklanır mıyım

Abimin Suçu için Tutuklanır mıyım

Abim yaşı küçük bir kızla cinsel ilişkide bulunduğu için tutuklandı. Benim olayla ilgim olmadığı halde ben de karakola götürüldüm. İfadem alındı. Ben de tutuklanırım diye çok korkuyorum. Acaba bana da dava açılır mı?

 

Abinizin küçük yaştaki bir kızla cinsel beraberlik yaşaması ağır bir suçtur. Sizin olayla ilgili bir yardımınız veya iştirakiniz olmadı ise endişe etmenize gerek yoktur. Çünkü Türk Ceza Kanunu’nun 20. maddesine göre; Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz. Abiniz yaptıkları kendisini bağlar, yaptıklarının cezasını kendisi çekecektir. Abinizin işlediği fiilden dolayı size ceza davası açılmayacaktır.

Veysel Danış

Arabuluculuk

Arabuluculuk

Kişiler arasındaki davalar devletler arasındaki savaşlara benzer. İki taraf da kendisini haklı görür. Bu inatlaşmanın sonu da taraflar devlet ise savaş meydanı, kişi ise mahkeme salonudur.

Çatışmalardan tabii ki mümkün olduğu kadar uzak durmak durmak lazımdır. Fakat bazen çıkar çatışmaları bazen bir tarafın haksız tutumu sebebiyle ihtilaf oluşmaktadır. Bu da hayatın akışının bir cilvesidir belki de…

İhtilaf oluşmuş ise de itidalli (sakin) davranıp meselenin sulh yoluyla çözülmesi için çaba göstermek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ihtilaf sulh ile (güzellikle) çözülmezse işin sonunun mahkeme salonuna varacağı görünen köy gibi bir haldir; bunu görmek, öngörmek için kılavuza ihtiyaç yoktur.

Tarihin ilk ve en başarılı avukatlarından kabul edilen CiceroEn kötü barış en haklı savaştan daha iyidir” demiştir.

Binlerce dava, duruşma görmüş bir avukat olarak söyleyebilirim ki devletler için harp meydanları ne ise kişiler için de mahkeme salonları böyledir. İstenmeyen duygular, gerginlik, stres, masraf, zaman kaybı, … ve daha bir sürü kötü şeyle karşı karşıya bırakır insanı.

Mustafa Kemal Atatürk hep sulh taraftarı olmuştur. Bir konuşmasında “Gerçek kanaatim şudur: Milleti savaşa götürünce vicdanımda azap duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Lakin milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça harp cinayettir” demiştir.

Atatürk’ün dediği gibi eğer hayatımız, haklarımız tehlikedeyse tabii ki devletin organı olan mahkemelerden yardım isteyeceğiz; istemeliyiz de. Fakat ve ancak bu hal eğer “mecburi ise” bunu yapmalıyız. Nasıl ki devletler mecbur kalmadıkça (milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça) sulh taraftarı olmalı ve savaştan kaçınmalı ise, fertler de mümkün olduğu kadar barışçı yollarla uzlaşmayı denemelidir. Mahkemelerin yardımı ancak mecburi hallerde istenmelidir.

Memleketimizin halk edebiyatında maalesef “mahkeme kapılarında sürünmek” diye bir tabir olduğunu üzülerek hatırlatıyorum. Bu tabirin işlendiği Kemal Sunal’ın Davacı filmini de hatırınızda tutmanızı öneririm 🙂

Kimse keyfinden mahkeme yoluna başvurmuyor, mahkemelerde uğraşmadan hakkımızı nasıl alacağız ki? dediğinizi duyar gibiyim… İşte bu yazıda Veysel Danış size farklı bir alternatif sunacak:  Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk

Türk hukuk sistemine bir yıl önce giren yeni yöntem Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk. Bu yöntemde ihtilaf yaşayan taraflar gene Devlet (Arabuluculuk Daire Başkanlığı) gözetiminde Arabulucu ünvanlı, uzlaştırma konularında özel eğitimler almış kişiler ile beraber bir araya getiriliyor.

Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk hakkında bazı kısa bilgilerin de bilinmesinin arabuluculuk müessesesine ve arabuluculara güveninin artmasında faydalı olacağını düşünüyorum.

Arabuluculuk yapabilmek için Adalet Bakanlığı’na bağlı Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından yetkilendirilmiş “hukuki arabulucu” olmak gerekiyor. Bir kişinin arabuluculuk yapabilmesi için hukuk fakültesi mezunu olması, arabuluculuk eğitimi alması, avukatlık mesleğinde en az 5 senelik kıdemli bir avukat olması ve Adalet Bakanlığı’na bağlı Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen sınavları başarıyla geçerek “Arabulucu” unvanı almış olması gerekir. Adalet Bakanlığı’nın belirlediği bu şartları yerine getiren kişiler “Arabulucu” ünvanını kullanmaya ve arabuluculuk faaliyeti yapmaya hak kazanırlar.

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu, arabuluculuk yapan arabulucuların hukuk fakültesi mezunu olmalarını şart koşmuştur. Bütün arabulucuların hukuk mezunu olmaları sebebiyle arabuluculuk yapan kişilere halk arasında arabulucu avukat da denilmektedir.

Arabuluculuk, taraflar arasında oluşmuş bulunan ihtilafların dostane yöntemlerle çözülmesi için tarafsız üçüncü bir kişi olan arabulucunun aracılığıyla çözülmesi için uygulanan bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir.

Arabulucu ile ihtilafın tarafları bir araya geliyor. İhtilafı güzellikle çözmeye, aralarının bulunmasına çaba harcıyorlar. Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk sayesinde yaşanan ihtilafların dostane çözüme kavuşması şüphesiz iki tarafın da menfaatine oluyor. Çünkü iki taraf da mahkemeye gitmeden istediğini elde etmiş oluyor.

Arabulucu veya halkın kullandığı tanımlamayla arabulucu avukat taraflar arasındaki ihtilaf hakkında hüküm vermez, uyuşmazlığı karara bağlamaz. Hatta ihtilafın taraflarına herhangi bir çözüm de önermez!

Peki madem çözüm önermiyor, arabulucu ne yapar? Arabulucu tarafların kendi çözümlerini üretmelerini, birbirlerini anlamalarını sağlar. Çünkü ihtilaflar (uyuşmazlıklar) genellikle tarafların birbirlerini anlamamalarından dolayı meydana gelir.

Biraz empati, biraz çaba ve sonunda birbirini anlamak ve anlaşmak. Mahkeme salonundan daha güzel değil mi?  🙂

Detaylı bilgi için tıklayın

Öğretim Hizmetleri

Öğretim Hizmetleri

Veysel Danış’ın eğitim çalışması yoktur ve hatta eğitime karşıdır!  Veysel Danış’ın “öğretim” hizmetleri vardır ve bunların temel amacı “bildiklerini öğretmek“tir. Bildiklerini insanlara aktararak onların da öğrenmelerini sağlamak için hangi yollar varsa Veysel Danış onları kullanmaktadır 🙂  Çünkü Veysel Danış bilginin insanı ve Dünya’yı daha iyiye doğru evirdiğini düşünmektedir.

Bilgiyi ve bilgeliği yaymak için Veysel Danış’ın yaptığı öğretim hizmetleri:

  • Seminerler, konferanslar link
    Veysel Danış gelsin bize anlatsın, bilgilenelim derseniz, davet edebilirsiniz 🙂
  • Kitaplar  link
  • Makaleler link
  • Medya programları
    • TV programları
    • Radyo programları
    • Youtube:  Youtuber
  • Özel dersler
  • Mekteb-i Danış
    Veysel Danış’tan 3-5 saat, 3-5 gün değil, 3-5 sene öğrenim göreyim hem de ÜCRETSİZ olsun derseniz, Mekteb-i Danış‘a gelebilirsiniz.

Avukat Veysel Danış

Tıbbi Hata Yüzünden Sakatlanma Tazminat Davası

Tıbbi Hata Yüzünden Sakatlanma Tazminat Davası

Ameliyat sırasında ameliyatı yapan doktorun hatalı işlemler yapması sebebiyle sakat kaldım. Maddi-manevi tazminat davası açmak istiyorum. Ne yapmamı önerirsiniz?

Ameliyat sırasında doktorun hatalı işlemler yaparak hastaya zarar vermesi hali olan tıbbi hata (malpraktis) maddi ve manevi tazminat gerektiren bir haldir. Bir tazminat avukatından destek alarak maddi-manevi tazminat davası açabilirsiniz. Tıbbi hata (malpraktis) davalarında zamanaşımı süresini geçirmemeye dikkat etmenizi öneririm.

 

Tıbbi hata zamanaşımı maddi ve manevi tazminat davası avukatı doktor hatası malpraktis müruruzaman.

Avukat Veysel Danış

Tıbbi Hata (Malpraktis) Tazminat Davası

Tıbbi Hata (Malpraktis) Tazminat Davası

Tıbbı hata (malpraktis) tazminat davası isminden de anlaşılacağı üzere tıp ilmi icra edilirken bilgisizlik, tecrübesizlik veya ilgisizlik sebebiyle yanlış, hatalı bir hareket veya görevin ihmali neticesinde bir zararın meydana gelmesine sebebiyet verilmesi sebebiyle zarar gören kişi veya vefatı halinde yakınları bu zarara sebebiyet verenler aleyhine açmaları gereken davadır.

Açılması gereken tazminat davasının türü tıbbi hata (malpraktis) neticesinde meydana gelen zarara göre belirlenir. Doktor hatası (malpraktis) sebebiyle maddi zararlar oluşmuş ise “maddi tazminat davası” açılmalıdır; manevi zararlar oluşmuş ise “manevi tazminat davası” açılmalıdır. Doktor hatası sebebiyle hem maddi, hem manevi zarar oluşmuş ise bütün zararların giderilmesi için elbette hem maddi, hem manevi tazminat açılması gerekir.

 

Tazminat davası tazminat avukatı malpraktis doktor hatası tazminat.

+18 seks, Cinsellik

Kayınpederim Beni Taciz Ediyor

Kayınpederim Beni Taciz Ediyor

Merhaba Veysel bey çok zor bir durumdayım lütfen bana öncelik verin bana bir an önce cevap yazmanızı rica ediyorum.

Ben 19 yaşında bir bayanım. Eşimle bir sene önce evlendik. Eşimle birbirimizi severek evlendik. Ailem oğlanın işi yok ve ailesi kötü diye çok karşı çıktı ama ben onu çok sevdiğim için bunlara önem vermedim. Sonuçta erkek adam bir iş bulur çalışır illa ki dedim. Ailesi kötü ise bana ne, ben ailesiyle evlenmeyeceğim ki! Ben kocam iyi olduktan sonra ailesinden bana ne diye düşündüm. Şimdi ne kadar yanıldığımı anladım ama ne yazık ki iş işten geçti.

Kocamla 1 sene önce evlendik. Kocamın işi olmadığı için ayrı ev tutmaya imkanı yoktu. Askerliğini de daha yapmamıştı. Annem ve babam askerliğini yapmasını, iş bulmasını beklememizi söylediler. Ama biz birbirimize bir an önce kavuşmak istediğimiz için beklemek istemedik. Eşim askere gidip gelene, iş bulana kadar ailesinin yanında kalalım dedik.

İlk başlarda bir sorun da yoktu. Evlendikten 7 ay sonra eşim askere gittikten sonra kayınpederim bana bir tuhaf davranmaya başladı. Bana iltifatlar etmeye, “güzel gelinim” deyip yanaklarımı sıkmaya başladı. Bu hareketleri tuhafıma gidiyordu ama bir anlam veremiyordum. Bir gün mutfakta yemek yaparken arkamdan yaklaşıp kalçalarımı avuçlayınca anladım niyetini. Bir bıçak kapıp mutfaktan çıkmasını söyleyince çıkmak zorunda kaldı. Çok korkmuştum. Toplanıp babamın evine gittim. Anneme kocam gelene kadar onlarda kalmak istediğimi söyledim. Ama annem laf-söz olur diye kabul etmedi. Mecburen o eve geri döndüm.

Kayınpederimle yalnız kalmamaya çalışıyorum, geceleri odamın kapısını kilitliyorum. Odamın kapısında tıkırtılar oldu. Kapı kilitli olmasa odama gelecekti şerefsiz. Ne yapacağımı bilmiyorum ve çok korkuyorum Veysel bey lütfen bana yardım edin.

Problemlerinizin çözümü için aklıma birkaç muhtemel çözüm geliyor. Fakat bu çözümleri önce size detaylı anlatmak, siz onayladıktan sonra da harekete geçmek lazım. Sorunlarınıza çözüm olacak muhtemel seçenekleri detaylı şekilde konuşmamız gerekiyor. Destek almak isterseniz beni arayabilirsiniz.

 

Taciz uğradım ne yapmalıyım yaşam koçu, boşanmak istiyorum cinsel taciz soruşturması.

Avukat Veysel Danış

Yanlış Ameliyat

Yanlış Ameliyat

Sağ dizimde çok ağrı oluyordu. Gittiğim doktorlar hep ameliyat olman lazım dediler. Sonunda ağrılara dayanamayıp ameliyat oldum. Ama narkozdan uyandığımda ağrıyan sağ dizimin değil, sağlam olan sol dizimin ameliyat edildiğini gördüm!

Doktora hasta olan sağ dizimi değil sağlam olan sol dizimi ameliyat ettiklerini söyledim. Ben söyleyince doktor dosyama baktı yanlış ayağımı ameliyat ettiklerini o da kabul etti. Ertesi gün de sağ dizimden ameliyata aldılar.

Daha sonra doktor hatalı ameliyat yaptıklarını inkar etti. Hatalı ameliyat yapmadıklarını, diğer dizimin de problemli olduğunu, bu arada onu da düzelttiklerini söyledi. Halbuki bu yalan. Benim sol dizimde hiçbir problemim yoktu. Hatalı ameliyat yaptılar. Sonra buna bir kılıf uydurdular.

Üstelik ameliyat ettikleri dizim de iyileşmedi. Ameliyat olmadan önce sağ dizimde ağrı vardı tamam, ama sol dizimde hiç birşey yoktu. Şimdi ise doktor hatası yüzünden iki dizim de sakatlandı tuvalete bile zor gidiyorum. Bana bu yaptıkları yapanların yanına kar kalmasın istiyorum. Bu konuda ne yapabilirim?

Öncelikle geçmiş olsun diyorum. Anlattıklarınızdan ameliyatlarınızda doktor hatası bulunduğu çok açık.

Tıbbi hata (malpraktis) yapan doktor ve hastaneler aleyhine sorumlu oldukları fiillerinden dolayı tazminat davaları açılabilir.

Sizin bu hale gelmenize sebep olan sorumlular aleyhine tazminat davası açma imkanınız var.

Doktor hatası sebebiyle açılacak malpraktis davaları nitelik olarak tazminat davaları olduğu için tazminat davalarına bakan avukatlar tıbbi hata tazminat davalarına da bakmaktadır. Bir tazminat avukatına müracaat etmeniz gerekiyor.

 

Doktorun hatasından sakat kaldım malpraktis, yanlış ameliyat istanbul tazminat davası açmak istiyorum sağlık hukuku.

"Sorunum Çözülsün Artık" diyorsanız Tıklayın