İnternet Üzerinden İlan Vermek Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

İnternet Üzerinden İlan Vermek Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

İnternetin giderek daha çok yaygınlaşması ile son yıllarda internet üzerinden yapılan dolandırıcılık vakaları artmış durumda. Özellikle “İnternet üzerinden ilan vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu” konusu, hem mağdurları hem de adli mercileri ciddi şekilde ilgilendiren bir mesele haline gelmiştir. Bu yazıda, internet aracılığıyla ilan vererek dolandırıcılık suçunun nasıl işlendiği, suçun nitelikli olma şartları ve Türk Ceza Kanunu‘na (TCK) göre cezası hakkında detaylı bir değerlendirme yapacağız.

İnternet Üzerinden İlan Vermek Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

İnternet üzerinden ilan vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu, daha çok ticaretle uğraşan kişiler tarafından işlenen ve mağdurları maddi zarara uğratan bir suç türüdür. Türk Ceza Kanunu‘nun 157. ve 158. maddeleri, dolandırıcılık suçunun tanımını yaparken, nitelikli dolandırıcılığı ise belirli şartlarla daha ağır cezalandırır.

Türk Ceza Kanunu‘na (TCK) 157. maddesi dolandırıcılığın genel tanımını yaparken, 158. madde ise nitelikli dolandırıcılığı düzenler. Nitelikli dolandırıcılık, suçu işleyen kişinin mağduru daha ağır bir şekilde mağdur etmesi, toplumu daha fazla zarara uğratması gibi durumlarla ilgilidir. Örneğin, internet üzerinden verilen yanıltıcı ilanlarla, mağdurlar belirli bir hizmeti alacağına dair umutlandırılıp para yatırmaları sağlanabilir. Ancak söz konusu hizmet yerine getirilmez ise, bu durumda nitelikli dolandırıcılık suçu oluşur.

İnternet Üzerinden İlanla Dolandırıcılık: Bir Vaka Örneği

Yargıtay’ın 15. Ceza Dairesi tarafından verilen 2020/10286 K. sayılı kararında, sanığın bir şirket adına yurt dışında yaz okulu düzenleyeceğine dair internet üzerinden ilan vermesi sonucu dolandırıcılık suçu işlemesini değerlendirmiştir. Bu davaya müdahil olan mağdur, bu ilana güvenerek 5.000 TL yatırmış, ancak ne yaz okulu düzenlenmiş ne de parasını geri alabilmiştir. Yargıtay, bu durumu nitelikli dolandırıcılık olarak değerlendirmiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2017/26763 E. – 2020/10286 K.).

Yargıtay‘ın bu kararı, internet üzerinden ilan vermek suretiyle gerçekleştirilen dolandırıcılığın, sadece mağdurun maddi kaybı ile sınırlı kalmadığını, suçun aynı zamanda internetin sağladığı kolaylıklardan yararlanan çok daha geniş bir kitleyi hedef aldığını ve toplumdaki güven duygusuna tehdit oluşturma potansiyeline sahip olduğunu da göstermektedir.

Ceza Avukatı Perspektifinden Değerlendirme

Bir ceza avukatı olarak, internet üzerinden dolandırıcılık suçları ile ilgili davaların her geçen gün arttığını ve bu tür suçların yargılamasında dikkat edilmesi gereken birçok detay olduğunu söylemek gerekir. Örneğin, sanığın internet üzerinden verdiği ilanların yanıltıcı olup olmadığının belirlenmesi, suçu işleyen kişinin cezai sorumluluğunun tespiti açısından önemlidir. Tabii ki bu tür suçlarda mağdurun mağduriyetinin giderilmesi amacıyla dava açarken dikkat edilmesi gereken başka hususlar da bulunmaktadır.

Türk Ceza Kanunu’na göre internet üzerinden dolandırıcılık

Türk Ceza Kanunu‘na (TCK) 158. maddesi, nitelikli dolandırıcılığın cezasını 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası olarak belirlemiştir. Bunun yanı sıra, mağdurun uğradığı zararların tazmin edilmesi de önemlidir. İnternetten dolandırıcılık yapan kişiler için verilen cezalar genellikle yüksek olup, suçun türü ve mağdurun zararının büyüklüğüne göre cezanın alt ve üst sınırları değişebilir.

İnternet üzerinden ilan vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu, hukuki açıdan önemli bir mesele olmasının yanı sıra, pratikte de ciddi mağduriyetlere yol açmaktadır. Türk Ceza Kanunu, bu tür suçların önüne geçilmesi için önemli düzenlemeler getirmiştir, ancak sanıkların cezalandırılması sürecinde dikkatli bir hukuki değerlendirme yapılması gerekir. Yargıtay içtihatları da, bu suç türünün tespitinde önemli bir rehberdir.

Ceza avukatı olarak, bu tür suçların mağduru veya şüphelisi olan kişilere hukuki destek sağlamak ve onların haklarını savunmak önemli bir görevdir. Eğer siz de internet üzerinden dolandırıcılık sebebiyle mağdur olduysanız veya bu böyle bir itham ile karşı karşıya kalmış bir şüpheli iseniz, bir ceza avukatına başvurarak, hukuki yardım alma yolunda ilk adımı atabilirsiniz.

Referanslar

  • Türk Ceza Kanunu‘na (TCK) 157 ve 158. Maddeler
  • Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2017/26763 E., 2020/10286 K.

*

Konu ile ilgili emsal olabilecek bir Yargıtay kararını aşağıda bulabilirsiniz:

Yargıtay 15. Ceza Dairesi         2017/26763 E.  ,  2020/10286 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-f-h-son, 62, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Sanığın sorumlu müdürü olduğu …. . İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi adına internet üzerinden yurt dışında açılan yaz okullarına öğrenci göndereceğine ilişkin ilan verdiği, katılanın da internet üzerinden verilen ilan vasıtasıyla sanığa ulaşarak yurt dışında öğrenim görmek amacıyla 5.000 TL parayı sanığın bildirdiği banka hesabına gönderdiği ancak katılanın yurt dışına öğrenim için gönderilmediği gibi parasının da iade edilmediği bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;

sanık savunması, katılan beyanları ile dosya kapsamına göre mahkemenin mahkumiyet kararına ilişkin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiş, sanığın internet üzerinden ilan verip katılanı dolandırdığı anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 21/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Ordu Ceza Avukatı

Ordu Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Ordu‘da bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Ordu Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Ordu Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Ordu Mahkemeleri (Ordu Sulh Ceza Hakimliği veya Ordu Asliye Ceza Mahkemesi veya Ordu Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Ordu’daki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Ordu Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Ordu‘da bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Ordu‘daki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Ordu Sulh Ceza Hakimliği veya Ordu Asliye Ceza Mahkemesi veya Ordu Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Ordu Barosu’na kayıtlı bir Ordu ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

"Veysel Danış'a Danış'ırsam bilirim"
diyorsanız Tıklayın