Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu

Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu

Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte dolandırıcılık yöntemleri de evrilmiş, klasik yöntemlerin yanına dijital dolandırıcılık vakaları da eklenmiştir. Özellikle bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu, ceza hukuku uygulamalarında sıklıkla karşılaştığımız, ciddi yaptırımları olan bir suç tipidir. Ceza avukatı olarak bu konuda danışanlarımın aklını kurcalayan pek çok soruya açıklık getirmek istedim bugün.

Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesi, dolandırıcılık suçunun nitelikli hallerini düzenlemektedir. Maddenin 1-f bendine göre, “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılmasınitelikli dolandırıcılık olarak kabul edilir ve ceza artırımına gidilir. Bu düzenleme, özellikle internet bankacılığı, sahte e-ticaret siteleri, sosyal medya üzerinden yapılan sahte kampanyalar gibi bilişim araçları ile işlenen dolandırıcılık fiillerini kapsamaktadır.

Türk Ceza Kanunu 158/1-f kapsamında, failin mağduru kandırmak amacıyla bilişim sistemlerinden faydalanması ve bu sistemler aracılığıyla haksız menfaat sağlaması gerekmektedir. Suçun oluşması için mağdurun iradesinin aldatma sonucunda sakatlanması ve bir zarar meydana gelmesi şarttır. Bu kapsamda ceza avukatı olarak özellikle dikkat çekmek isterim ki; suçun ispatında mağdurun yanılgıya düştüğü bilişim aracı ve dolandırıcılık fiili arasında güçlü bir illiyet bağı aranır.

Bilişim sistemleriyle işlenen dolandırıcılık suçlarında ceza ne kadar

Nitelikli dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu 158’e göre 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, adli para cezası da verilebilmektedir. Suçun bilişim sistemleri ile işlenmesi, suçun daha planlı, karmaşık ve mağdur açısından tespiti zor hale gelmesine neden olduğu için ağırlaştırıcı sebep sayılır.

Bu tür suçlarda mağdurun hızlı davranarak savcılığa şikâyette bulunması ve bir ceza avukatı ile süreci yürütmesi önem arz eder. Zira bilişim sistemleri üzerinden işlenen suçlarda delillerin toplanması, zamanla kaybolma riski taşıdığı için ceza muhakemesi sürecinin doğru ve hızlı işletilmesi gerekir.

Sonuç olarak, bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu, ceza hukuku bakımından oldukça ciddi sonuçlar doğuran, teknik bilgi ve tecrübe gerektiren bir suç tipidir. Bu gibi durumlarla karşılaşan kişilerin mutlaka ceza hukuku alanında uzman bir ceza avukatı ile hareket etmesi, hem mağduriyetin giderilmesi hem de hukuki sürecin doğru yönetilmesi açısından hayati önem taşımaktadır.

Yargıtay bir kararında sanığın sahte e-posta üzerinden banka linki göndererek mağduru kandırıp hesap bilgilerinin ele geçirilmesi ve bu yolla paranın başka bir hesaba aktarılmasını “bilişim sistemleri aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık” olarak değerlendirmiştir. Bu karar, benzer davalarda emsal nitelik taşımaktadır.

Keza Yargıtay bir başka kararında, sosyal medya platformları üzerinden sahte kampanya düzenlenerek kişisel bilgiler toplanması ve sonrasında mağdurdan para talep edilmesi, “bilişim sistemleri aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık” suçu kapsamında değerlendirilmiş ve fail hakkında ceza verilmiştir.

Emsal Yargıtay kararları

  1. Ceza Dairesi 2015/2613 E. , 2015/3401 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın sah… .com adlı internet sitesi üzerinden sahibi olmadığı aracın satış ilanını verdiği, ilan üzerine telefonla sanığı arayan katılanın aracın satışı konusunda sanıkla anlaştığı ve sanığın talimatı doğrultusunda ve gösterdiği hesaba 300 TL nakliye ücreti yatırmasına karşın, sanığın aracı göndermediği ve ücreti de iade etmediği, böylece sanığın TCK’nın 158/1-f maddesi uyarınca bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda;

O yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,

Ancak ;
Sanığın eyleminin TCK’nın 6. maddesinde tanımlanan basın ve yayın yolu ile deyimi kapsamındaki elektronik kitle iletişim araçlarından olan görsel nitelikteki “sa… .com” adlı internet sitesindeki detaylı ilan yoluyla gerçekleşmiş olması nedeniyle, eylemin TCK’nın 158/1-g maddesinde düzenlenen basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden eylemin hukuki uyuşmazlık niteliğinden olduğundan bahisle yazılı şekilde sanık hakkında beraat kararı verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.07.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Giresun Ceza Avukatı

Giresun Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Giresun‘da bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Giresun Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Giresun Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Giresun Mahkemeleri (Giresun Sulh Ceza Hakimliği veya Giresun Asliye Ceza Mahkemesi veya Giresun Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Giresun’daki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Giresun Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Giresun‘da bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Giresun‘daki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Giresun Sulh Ceza Hakimliği veya Giresun Asliye Ceza Mahkemesi veya Giresun Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Giresun Barosu’na kayıtlı bir Giresun ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

"Veysel Danış'a Danış'ırsam bilirim"
diyorsanız Tıklayın