Kilis Ceza Avukatı

Kilis Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Kilis‘te bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Kilis Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Kilis Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Kilis Mahkemeleri (Kilis Sulh Ceza Hakimliği veya Kilis Asliye Ceza Mahkemesi veya Kilis Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Kilis‘teki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Kilis Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Kilis‘te bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Kilis‘teki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Kilis Sulh Ceza Hakimliği veya Kilis Asliye Ceza Mahkemesi veya Kilis Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Kilis Barosu’na kayıtlı bir Kilis ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

Akyurt Ceza Avukatı

Akyurt Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Akyurt‘ta bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Akyurt Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Akyurt Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Akyurt Mahkemeleri (Akyurt Sulh Ceza Hakimliği veya Akyurt Asliye Ceza Mahkemesi veya Ankara Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Akyurt‘taki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Ankara Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Akyurt‘ta bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Ankara Akyurt‘taki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Akyurt Sulh Ceza Hakimliği veya Akyurt Asliye Ceza Mahkemesi veya Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Ankara Barosu’na kayıtlı bir Ankara Akyurt ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

Açığa Atılan İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu Nedir

Açığa Atılan İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu Nedir

Bütün ilişkilerin temelini güven ve dürüstlük oluşturur. Bu temel değerlere zarar veren her türlü eylem, toplum düzenini zedelediği gibi bireyler arasındaki hukuki bağları da koparır. Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu da, bu güven ilişkisinin istismar edilmesi sonucu ortaya çıkan ciddi bir suç tipidir. Ne yazık ki bu suç, taraflar arasındaki güvene dayalı işlemlerde uygulamada sık sık karşımıza çıkmaktadır.

Türk Ceza Kanunu 209. madde açıklaması ve açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun cezası

Türk Ceza Kanunu’nun 209. maddesi, açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu özel olarak düzenlemiştir. Söz konusu maddeye göre; “Belli bir hukuki ilişki nedeniyle kendisine teslim edilen, fakat henüz doldurulmamış bir imzalı kâğıdı, amacı dışında kullanan kişi, şikâyet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Bu düzenleme, failin, mağdurdan aldığı güveni kötüye kullanarak imzalı boş bir evrağı kendi çıkarına kullanmasını cezalandırmayı amaçlar.

Burada suçun oluşabilmesi için bazı unsurların bir arada bulunması gerekir. Öncelikle ortada bir “imzalı ama boş belge” bulunmalı ve bu belge fail tarafından “hukuki ilişki kapsamında” alınmış olmalıdır. Bu ilişkinin yazılı olması şart değildir; sözlü anlaşmalar da yeterlidir. Ancak en kritik unsur, belgenin “amacı dışında” kullanılmasıdır. Örneğin bir borç sözleşmesi için verilen boş senedin, borç miktarı değiştirilerek farklı bir işlem için kullanılması bu suça örnektir.

Açığa imza suçunda şikâyet süresi kaç gündür

Bu suçun oluşabilmesi için failin kastı olması gerekir. Yani kişi, belgeyi bilerek ve isteyerek kötüye kullanmalıdır. Ayrıca, mağdurun şikâyeti olmadan bu suç soruşturulamaz. Şikâyet süresi, mağdurun suçu ve faili öğrenmesinden itibaren altı aydır.

Avukat gözüyle açığa imzanın suistimali

Bir ceza avukatı olarak belirtmek isterim ki; özellikle bütün hayatta taraflar arasında güven ilişkisi esastır. Dürüstlük ve güven temeli ticari ilişkilerde de, aile ilişkilerinde de, duygusal ilişkilerde de geçerli bir prensiptir. Bu prensibin ihlali ve güvenin suistimal edilmesi, sadece bireyleri değil, toplumsal ve hukuki düzeni de zedeler. Muhatabını kandıran, aldatan kişiden hangi ilişkide hayır gelebilir ki? Bu sebeple her belge, kapsamı net olarak belirlenmiş şekilde ve mümkünse şahit eşliğinde düzenlenmeli ve açığa imza verilmek zorunda kalındığında ise mutlaka bir avukat ile görüşüp hukuki danışmanlık alınmalıdır diye düşünüyorum.

Unutulmamalıdır ki; dürüstlük ve güvenin olmadığı bir toplum ve hukuk düzeni, adaletin sağlanamayacağı bir ortam yaratır. Hukukun amacı da bu tür suistimalleri önleyerek toplumsal barışı ve bireylerin haklarını korumaktır.

"Veysel Danış'a Danış'ırsam bilirim"
diyorsanız Tıklayın