Açığa Atılan İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu Nedir
Açığa Atılan İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu Nedir
Bütün ilişkilerin temelini güven ve dürüstlük oluşturur. Bu temel değerlere zarar veren her türlü eylem, toplum düzenini zedelediği gibi bireyler arasındaki hukuki bağları da koparır. Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu da, bu güven ilişkisinin istismar edilmesi sonucu ortaya çıkan ciddi bir suç tipidir. Ne yazık ki bu suç, taraflar arasındaki güvene dayalı işlemlerde uygulamada sık sık karşımıza çıkmaktadır.
Türk Ceza Kanunu 209. madde açıklaması ve açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun cezası
Türk Ceza Kanunu’nun 209. maddesi, açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu özel olarak düzenlemiştir. Söz konusu maddeye göre; “Belli bir hukuki ilişki nedeniyle kendisine teslim edilen, fakat henüz doldurulmamış bir imzalı kâğıdı, amacı dışında kullanan kişi, şikâyet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Bu düzenleme, failin, mağdurdan aldığı güveni kötüye kullanarak imzalı boş bir evrağı kendi çıkarına kullanmasını cezalandırmayı amaçlar.
Burada suçun oluşabilmesi için bazı unsurların bir arada bulunması gerekir. Öncelikle ortada bir “imzalı ama boş belge” bulunmalı ve bu belge fail tarafından “hukuki ilişki kapsamında” alınmış olmalıdır. Bu ilişkinin yazılı olması şart değildir; sözlü anlaşmalar da yeterlidir. Ancak en kritik unsur, belgenin “amacı dışında” kullanılmasıdır. Örneğin bir borç sözleşmesi için verilen boş senedin, borç miktarı değiştirilerek farklı bir işlem için kullanılması bu suça örnektir.
Açığa imza suçunda şikâyet süresi kaç gündür
Bu suçun oluşabilmesi için failin kastı olması gerekir. Yani kişi, belgeyi bilerek ve isteyerek kötüye kullanmalıdır. Ayrıca, mağdurun şikâyeti olmadan bu suç soruşturulamaz. Şikâyet süresi, mağdurun suçu ve faili öğrenmesinden itibaren altı aydır.
Avukat gözüyle açığa imzanın suistimali
Bir ceza avukatı olarak belirtmek isterim ki; özellikle bütün hayatta taraflar arasında güven ilişkisi esastır. Dürüstlük ve güven temeli ticari ilişkilerde de, aile ilişkilerinde de, duygusal ilişkilerde de geçerli bir prensiptir. Bu prensibin ihlali ve güvenin suistimal edilmesi, sadece bireyleri değil, toplumsal ve hukuki düzeni de zedeler. Muhatabını kandıran, aldatan kişiden hangi ilişkide hayır gelebilir ki? Bu sebeple her belge, kapsamı net olarak belirlenmiş şekilde ve mümkünse şahit eşliğinde düzenlenmeli ve açığa imza verilmek zorunda kalındığında ise mutlaka bir avukat ile görüşüp hukuki danışmanlık alınmalıdır diye düşünüyorum.
Unutulmamalıdır ki; dürüstlük ve güvenin olmadığı bir toplum ve hukuk düzeni, adaletin sağlanamayacağı bir ortam yaratır. Hukukun amacı da bu tür suistimalleri önleyerek toplumsal barışı ve bireylerin haklarını korumaktır.