Hayrabolu Ceza Avukatı

Hayrabolu Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Hayrabolu‘da bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Hayrabolu Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Hayrabolu Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Hayrabolu Mahkemeleri (Hayrabolu Sulh Ceza Hakimliği veya Hayrabolu Asliye Ceza Mahkemesi veya Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Hayrabolu‘daki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Tekirdağ Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Hayrabolu‘da bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Tekirdağ Hayrabolu‘daki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Hayrabolu Sulh Ceza Hakimliği veya Hayrabolu Asliye Ceza Mahkemesi veya Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Tekirdağ Barosu’na kayıtlı bir Tekirdağ Hayrabolu ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

Boşanma davasında çıplak görüntülerin delil olarak sunulması

Boşanma davasında çıplak görüntülerin delil olarak sunulması

Boşanma davalarında “özel hayatın gizliliğini ihlal suçu“nun işlenmesi oldukça sık rastlanan bir durumdur. Boşanma davalarında “özel hayatın gizliliğini ihlal suçu“nun işlenmesi sebeplerinden bir tanesi, karşı tarafın zina yaptığı iddiasının ispat edilmesi amacı ile boşanma davasında çıplak görüntülerin delil olarak sunulması durumudur.

Davalarda hangi delillerin sunulup sunulmaması gerektiği, dava stratejisinin nasıl yürütüleceği çok hassas bir süreçtir. Delillerin konunun uzmanı bir avukat tarafından hassasiyetle değerlendirilmesi şarttır.

Boşanma davasında çıplak görüntülerin delil olarak sunulması

Aile Mahkemesi karşısında, karşı tarafın zina yaptığını ispat etmek isterken, kişinin kendisini “özel hayatın gizliliğini ihlal suçu” şüphelisi olarak Ceza Mahkemesi karşısında “sanık” olarak bulması ihtimali vardır.

Delillerinizi avukat desteği almadan kullanmayın. Aman dikkat diyorum…

Konu ile ilgili emsal olabilecek bir Yargıtay kararını aşağıda bulabilirsiniz:

*

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/5070 E. 2014/19482 K.

“İçtihat Metni”

Tebliğname No : 14 – 2012/256163

Mahkemesi : Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesi

Tarihi : 27.06.2012

Numarası: 2012/2-2012/510

Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafınden temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kavuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

I- Sanığın, eşi olan katılanla aralarındaki boşanma davası sırasında, katılana ait olduğunu iddia ettiği, yüzü görünmeyen bir bayana ait çıplak görüntülerin bulunduğu CD’yi dava dosyasına sunduğu ve görüntüleri katılana ait olduğunu söyleyerek abisi tanık H.. C..’e izlettiği olayda; katılanın ifadesinde, suça konu görüntülerin kesinlikle kendisine ait olmadığı, sanığın görüntüleri kendi ağabeyine, dayısına ve kız kardeşinin eşi Sami beye de izlettiği, görüntüler nedeniyle sokağa çıkamaz olduğu, arkadaşlarınn kendisi için eşi Ahmet’in elinde Özden’in CD kayıtları onun elinde geziyor dedikleri, 17 yaşında kızı ve 24 yaşında oğlu olduğu, görüntülerin oğlunun önünde mahkemeye sunulduğu, oğlunun yüzüne bakamaz olduğu, 3 yıldır kanserle uğraştığı, sanık, kendisiyle boşanmak istiyorsa oturup normal knnuşabileceği, sanıktan şikayetçi olduğunu, tanık H.. C..’in ifadesinde, görüntüye baktığında çırılçıplak bir bayan gördüğü, bayanın da kim olduğuna dikkat etmeden kapattırdığını belirtmiş alması ve CD çözümüne ilişkin bilirkişi raporuna göre, CD içerisinde 27 adet fotoğraf bulunduğu, bu fotoğrafların hiç birinde, fotoğraftaki bayanm yüzünün görülmediği, fotoğraflardan 1 tanesinde, görüntüsü alınan bayanın bulunduğu yatağın üzerinde ikinci bir bayanın bulunduğu, görüntülerin tamamen porno görüntü mahiyetinde olduğu, görüntüleri alınan kişinin fotoğraf çekene doğru pozisyonu itiberiyle fotoğrafının çekildiğinden haberdar olduğunun anlaşıldığı, sanığın iddia ve savunma sınırını aştığı, katılana ait olmayan görüntülerin ifşa edilmesinin iddia ve savunmeya yararlı olduğundan söz edilemeyeceği gibi, sanığın eylemi iddia ve savunma hakkı kapsamında da değerlendirilemeyeceği ancak, görüntüler katılana ait olmadığından, sanığın, katılanı toplum içinde alenen küçük düşürücü, incitici, onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikteki eyleminin, TCK’nın 125/1-4. maddesine uyan hakaret suçunu oluşturduğu ve bu suçtan sprum[u tutularak cezalandırılması gerektiği gözetilmeden suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek, olayda uygulama yeri bulunmayan aynı Kanun’un 134/2. maddesi uyarınca hüküm kurulması,

2- Sanık hakkında temel ceza tayin edilirken suçun işleniş biçimi ve kastın yoğunluğu gözetilip TCK’nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, aynı Kanun’un 3/1. maddesi gereğince işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi,

3- Sanık hakkında TCK’nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3, fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde TCK’nın 53. maddesinin (1). fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetki[eri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar” diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” devamına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

4- Sanık hakkında açılan davanın konusu olmadığı ve bizatihi bulundurulması ya da taşınması suç oluşturmadığı halde, adli emanetin 2012/41 sırasında kayıtlı 1 adet ses kayıt cihazının sanığa iade olunması yerine müsaderesine karar verilmesi,

Kanuna aykırı o[up, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dalayı 5320 sayılı Kanun’un 8, maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 CMUK’un 321, maddesi uyarınca hükmün isteme uygun alarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,

13.10.2014 tarihinde oybirliğiy[e karar verildi,

Gümüşhane Ceza Avukatı

Gümüşhane Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Gümüşhane‘de bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Gümüşhane Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Gümüşhane Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Gümüşhane Mahkemeleri (Gümüşhane Sulh Ceza Hakimliği veya Gümüşhane Asliye Ceza Mahkemesi veya Gümüşhane Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Gümüşhane‘deki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Gümüşhane Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Gümüşhane‘de bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Gümüşhane‘deki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Gümüşhane Sulh Ceza Hakimliği veya Gümüşhane Asliye Ceza Mahkemesi veya Gümüşhane Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Gümüşhane Barosu’na kayıtlı bir Gümüşhane ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

Avukat Veysel Danış

Ceza avukatı boşanma davasına bakar mı

Ceza avukatı boşanma davasına bakar mı

Uygulamada sıkça karşılaştığım sorulardan biri şudur: “Ceza avukatı boşanma davasına bakar mı?” Bu sorunun kısa yanıtı: Evet, bakar. Hatta zaman zaman şahsen takip ettiğim boşanma davaları da oldu. Bazen başvuran kişi yakın bir tanıdık olur, onu kırmamak adına yardımcı olmak istersiniz. Bazen de dava içeriği mesleki açıdan ilginç gelir. Bazen ise tamamen insani nedenlerle, kişiye destek olmak amacıyla bu tarz dosyalarda görev üstlenirsiniz.

Ceza avukatları hukuk davalarına bakabilir mi

Avukatlık mesleği, uzmanlık alanları olmakla birlikte kamu hizmeti niteliği de taşıyan çok yönlü bir meslektir. Her ne kadar bir avukat, ağırlıklı olarak ceza davalarına bakan bir ceza avukatı olsa da, kanunlar çerçevesinde boşanma davası veya başka hukuk davalarına da bakmasının önünde hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır.

Boşanma davası için ceza avukatı tutulur mu

Avukatlık Kanunu’na göre, Türkiye’de faaliyet gösteren bir avukat, eğitimini tamamladıktan sonra baroya kaydolduğu andan itibaren hem ceza hem hukuk davalarında taraf vekilliği yapma yetkisine sahiptir. Ancak uygulamada birçok avukat, bir alanda yoğunlaşmayı tercih eder. Misal; ben ceza avukatı olmayı tercih ettim. Ama bu tercihler, mesleki tecrübeyle şekillenir; zorunluluk değildir.

Bu yüzden ben de esasen bir ceza avukatı olarak çalışsam da, zaman zaman aile hukuku kapsamındaki boşanma davalarına da vekil olarak katıldığım oldu. Hukuki bilgi ve tecrübeyle, farklı dava türlerinde de etkili temsil mümkündür. Nihayetinde avukatın görevi, müvekkilinin hakkını en etkin biçimde savunmaktır.

Mersin Ceza Avukatı

Mersin Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Mersin‘de bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Mersin Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Mersin Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Mersin Mahkemeleri (Mersin Sulh Ceza Hakimliği veya Mersin Asliye Ceza Mahkemesi veya Mersin Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

İçel (Mersin)‘deki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Mersin Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı İçel (Mersin)‘de bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de İçel (Mersin)‘deki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Mersin Sulh Ceza Hakimliği veya Mersin Asliye Ceza Mahkemesi veya Mersin Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Mersin Barosu’na kayıtlı bir Mersin ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

Kayseri Ceza Avukatı

Kayseri Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Kayseri‘de bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Kayseri Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Kayseri Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Kayseri Mahkemeleri (Kayseri Sulh Ceza Hakimliği veya Kayseri Asliye Ceza Mahkemesi veya Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Kayseri‘deki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Kayseri Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Kayseri‘de bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Kayseri‘deki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Kayseri Sulh Ceza Hakimliği veya Kayseri Asliye Ceza Mahkemesi veya Kayseri Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Kayseri Barosu’na kayıtlı bir Kayseri ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

Bilecik Ceza Avukatı

Bilecik Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Bilecik‘te bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Bilecik Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Bilecik Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Bilecik Mahkemeleri (Bilecik Sulh Ceza Hakimliği veya Bilecik Asliye Ceza Mahkemesi veya Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Bilecik‘teki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Bilecik Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Bilecik‘te bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Bilecik‘teki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Bilecik Sulh Ceza Hakimliği veya Bilecik Asliye Ceza Mahkemesi veya Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Bilecik Barosu’na kayıtlı bir Bilecik ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

Kastamonu Ceza Avukatı

Kastamonu Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Kastamonu‘da bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Kastamonu Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Kastamonu Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Kastamonu Mahkemeleri (Kastamonu Sulh Ceza Hakimliği veya Kastamonu Asliye Ceza Mahkemesi veya Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Kastamonu’daki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Kastamonu Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Kastamonu‘da bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Kastamonu‘daki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Kastamonu Sulh Ceza Hakimliği veya Kastamonu Asliye Ceza Mahkemesi veya Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Kastamonu Barosu’na kayıtlı bir Kastamonu ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

Giresun Ceza Avukatı

Giresun Ceza Avukatı

Suç işlemek, suçun mağduru olmak tabii ki çok kötü şeyler. Ama ne yazık ki hayatın gerçekleri. Kader mahkumu kavramını hepimiz duymuşuzdur. Kader bazen insanlara öyle oyunlar oynar ki hiç ummadığı şeylerin aniden başına geldiğini görüverir insan. Kişi, kaderin oyunu, kaderin cilvesi, bir anlık hata diye tanımlanabilecek olaylar sonucunda insan kendisini bir suçun şüphelisi veya mağduru olarak bir ceza davasının içinde bulabilir.

Suç işlemek ve hapse girmek hiç bir insanın istemeyeceği bir şey şüphesiz. Özgürlük bütün canlılar için en önemli servettir. Bir kuş için kafeste olmak kadar kötü ne olabilir ki? Bir kuş kafeste olduktan sonra kafes demir olmuş, ahşap olmuş, altın olmuş, işlemeli olmuş ne fark eder ki? Kafeste olan bir kuş mutlu olabilir mi? Tabii ki hayır!

Cezaevine girmiş insanları kınamadan önce anlamaya çalışmalı insan. Acaba bu kişi ne yaşamıştır da bugün bu noktaya gelmiştir diye. Hiç kimse dünyaya suçlu olarak gelmez. Bütün insanlar dünyaya masum çocuklar olarak gelirler. Sonra büyürler ve bir şeyler olur. İşte, “Ne olmuştur?” diye düşünmek gerekir…

Bir suçun mağduru olmak ise daha da kötüdür. Bir suçun mağduru olmak insanda bütün hayatı boyunca unutamayacağı izler bırakır. Ona karşı işlenen suçun cezasız kalmamasını ister. İşte bu his, adalet hissidir. Mağdura karşı o suçu işleyen, mağdurun o acıları yaşamasına sebep olan kişinin cezalandırılması mağdurun acısını yok edemese de nispeten hafifletecektir.

Ceza davaları şüpheli ve mağdurun çıkarlarının çatıştığı davalardır. Şüpheli, özgürlüğünü kaybetmemek için ceza almamaya çalışır. Mağdur ise ona karşı işlenen ve ona zarar veren eylemi yapan kişinin cezalandırılmasını, içindeki ateşin bir nebze soğutulması için şüpheliye ceza verilmesi için uğraşır.

Ceza davalarını takip eden ceza avukatı şüphelinin müdafisi ise şüphelinin ceza almaması veya en az cezayı alması için çalışır, savunma yapar. Ceza avukatı mağdurun vekili ise şüphelinin ceza alması ve hatta en ağır cezayı alması için çalışır, savunma yapar.

Giresun‘da bir suç işlendiğine dair bir şikayet, suç ihbarı veya şüphesi oluştuğunda Giresun Cumhuriyet Savcılığı tarafından ceza soruşturması açılır. Ceza soruşturması sonunda suçun oluştuğu yönünde ciddi delillere ulaşıldığı taktirde şüpheliler aleyhine ceza davası açılacaktır.

Giresun Ceza Avukatı ve İstanbul Ceza Avukatı

Giresun Mahkemeleri (Giresun Sulh Ceza Hakimliği veya Giresun Asliye Ceza Mahkemesi veya Giresun Ağır Ceza Mahkemesi)nde görülen bir ceza davasını hangi avukatlar takip etmeye yetkilidir?

Giresun’daki Ceza Mahkemeleri‘nde açılan ceza davalarına Giresun Barosu’na kayıtlı bir ceza avukatı Giresun‘da bakmaya tabii ki yetkilidir. Fakat İstanbul Barosu‘na kayıtlı olan bir ceza avukatı İstanbul‘dan gelerek de Giresun‘daki ceza davasını takip edebilir. Türk hukukunda bu imkan mevcuttur. Dolayısıyla, şüpheli veya mağdur, davasını takip etmek için İstanbul‘da yaşayan ve İstanbul Barosu’na kayıtlı olan bir ceza avukatı ile çalışmayı da tercih edebilir.

Mağdur veya şüphelinin avukatını serbestçe seçebilmesi için Türkiye’deki avukatlar, farklı Baro çevrelerine bağlı il ve ilçelerde de dava takip edebilmek konusunda yetkili kılınmıştır. Bu yetki sayesinde şüpheli veya mağdur avukatını serbestçe seçmek ve belirlemek imkanına sahip olmaktadır.

Mağdur veya şüpheli bir kişi Giresun Sulh Ceza Hakimliği veya Giresun Asliye Ceza Mahkemesi veya Giresun Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasını takip etmesi için Giresun Barosu’na kayıtlı bir Giresun ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir. Veya İstanbul Barosu’na kayıtlı bir İstanbul‘dan bir ceza avukatı ile çalışmayı tercih edebilir; kanunlar buna izin vermektedir.

"Veysel Danış'a Danış'ırsam bilirim"
diyorsanız Tıklayın