Evlenmeyi düşündüğüm kadın dolandırıcıymış

Evlenmeyi düşündüğüm kadın dolandırıcıymış

Yaklaşık iki sene kadar önce bir kızla tanıştık. Adının X olduğunu söyledi. Çok hoş bir kızdı ona ilk bakışta ondan etkilendim. İlişkimiz çok hızlı ilerledi. Sık sık buluşup cinsel ilişkiye giriyorduk. Birbirimizi çok seviyorduk, aşıktık. Ona evlilik teklif ettim. Kabul etti ama evliliği ertelemek için sürekli bir şeyleri engel olarak ileri sürüyordu. Sağlık sorunları olduğunu, sağlıklı bir kadın olduktan sonra benimle evlenmek istediğini söylüyordu. Ben de onun tedavi masrafları için bir çok defa para verdim.

Buluştuğumuz bir gün bana artık evlenmek için acele etmemiz gerektiğini çünkü hamile olduğunu söyledi. Doktora gideceğini para gerektiğini söyledi. Ben de yine para verdim. Daha sonra doktora gittiğini, bebeğin iyi olduğunu söyledi ve bana bebeğin ultrason görüntüsünü gönderdi.

Bir kaç gün sonra evlilik ve bebek için alışveriş yapacağını, ayrıca tedavisi için de para gerektiğini söyleyip söyleyip benden çok büyük miktarda para istedi. Evleneceğimizi ve benden hamile olduğunu düşündüğüm için istediği parayı borç harç tedarik edip verdim.

Daha sonra aslında adının X değil Y olduğunu, bana kendini yanlış isimle tanıttığını öğrendim. Biraz daha araştırınca da hamile olmadığını benden para sızdırabilmek için bana hamile olduğu şeklinde yalan söylediğini öğrendim.

Beni böyle kandırıp aptal yerine koyan, para sızdıran, aşkımla ve gururumla oynayan ahlaksız kadının yaptıkları yanına kalmasın istiyorum. Ne yapmamı önerirsiniz?

*

Evleneceğinizi düşündüğünüz kadının yaptıklarının dolandırıcılık suçunu oluşturduğunu düşünüyoruz.

Dolandırıcılık Türk ceza kanunu hükümlerine göre suçtur. Şikayetçi olduğunuz taktirde ceza alacağını söylemek mümkündür.

Tüm süreç oldukça karmaşık işlemler gerektiren üzücü ve yorucu olacaktır. Bir ceza avukatı ile görüşüp destek almanızı öneriyorum.

Konu ile ilgili emsal olabilecek bir Yargıtay kararını aşağıda bulabilirsiniz:

*

15. Ceza Dairesi 2013/30415 E. , 2016/4528 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 157, 62 ve 52/1-4 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet

Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanığın, 2009 yılı Mart ayı içerisinde internet ortamındaki arkadaşlık sitesinde tanıştığı katılana, suç tarihinde soy isminin “…” olmasına rağmen, kendisini … olarak tanıttıktan sonra, …’da yüz yüze görüşmeye başladıkları süreçte katılanın sık sık evlenmek istediğini belirtmesine karşın, sanığın çeşitli bahaneler uydurarak evlenmeyi ötelediği, sağlık sorunlarının bulunduğundan bahisle ve hamile olmadığı halde hamile olduğunu ve doktora gideceğini söyleyerek devamlı olarak katılandan para istediği, hamile olduğu inancını kuvvetlendirmek amacıyla katılana ultrason resimleri gönderdiği, katılanın da sanığın kendisinden hamile kaldığına inanarak muhtelif tarihlerde banka ve … şubeleri aracılığıyla sanığa yaklaşık 27.000,00 TL civarında para gönderdiği anlaşıldığından, sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Değişik zamanlarda ve farklı bahanelerle katılandan menfaat temin eden sanık hakkında, TCK’nın 43. maddesinde yer alan zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, anılan maddenin verdiği yetkiye istinaden sanık hakkında kurulan hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, “5237 sayılı TCK’nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaçırıp Zorla Senet İmzalatma

Kaçırıp Zorla Senet İmzalatma

Birisinden yüklü miktarda alacağım vardı. Senelerce güzellikle istememe rağmen beni arkasında gezdirip durdu, alacağımı ödemedi.

Ben de ve iki arkadaşım onu arabaya alıp gittik bir çay bahçesinde konuştuk. Alacağıma karşılık elinden bir senet aldık. Ödeyeceğine söz verdi.

Sonra bizden ayrılır ayrılmaz polise gidip bizi şikayet etmiş. Onu kaçırdığımızı ve ona zorla senet imzalattığımızı söylemiş. Polis beni ve arkadaşlarımı gözaltına aldı. Mahkemeye çıktık. Mahkeme tutuksuz yargılanmak üzere bizi serbest bıraktı. Ortada ne kaçırma var ne de zorla bir şey yaptırdık adama. Ama şimdi bize onbeşer yıl hapis isteniyor. Ne yapmamı önerirsiniz?

*

Size güzel haberler vermek isterdim. Ama oldukça zor bir durumda olduğunuz anlaşılıyor.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma Türk Ceza Kanunu’nun 109. maddesine göre ağır bir suçtur.

Ayrıca senet almak olayı ile de Türk Ceza Kanunu’nun 148. maddesi de ihlal edilmiş görünüyor.

Onbeş yıla kadar hapis cezası alma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunuzu bilmeniz yararınıza olacaktır. İyi bir savunmaya ihtiyacınız var. Bir ceza avukatı ile görüşüp vekalet vermenizi ve sizi savunmasını sağlamanızı tavsiye ediyorum.

Yabancı Kişi Kendi Ülkesinin Kanunlarına Göre Yargılanabilir mi

Yabancı Kişi Kendi Ülkesinin Kanunlarına Göre Yargılanabilir mi

Ben yabancı uyrukluyum.

Türkiye’de bir yanlış anlama sonucu hakkımda hırsızlık suçlamasıyla dava açıldı. Ben hırsızlık yapmadım.

Ben Türk vatandaşı değilim. Kendi ülkemin kanunlarına göre yargılanmak istiyorum. Bunun için ne yapmam gerekiyor?

*

Türk Ceza Kanunu‘nun 8. maddesine göre; Türkiye’de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır. Sizin Türk vatandaşı değil de yabancı uyruklu olmanız bir şey fark ettirmez. Hırsızlık suçuna konu olan olay Türkiye’de gerçekleştiği için Türk kanunlarına göre yargılanacaksınız.

Türk hukukunda hırsızlık ciddi bir suçtur ve ağır cezaları vardır.

Türk Ceza Kanunu’nun 141. maddesine göre; bir yıldan yedi yıla kadar hapis cezası alma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunuzu bilmeniz yararınıza olacaktır. İyi bir savunmaya ihtiyacınız var. Bir ceza avukatı ile görüşüp vekalet vermenizi ve sizi savunmasını sağlamanızı tavsiye ediyorum.

"Veysel Danış'a Danış'ırsam bilirim"
diyorsanız Tıklayın